Amman Şehir Rehberi

Amman tarih sürecinde birçok medeniyetin mirasını edinmiş bir şehirdir. Neoliktik dönemde İÖ 6500 civarındaki uygarlığın sanatsal bir yönü olduğu biliniyor. İÖ 13. yüzyılda da Amman, Rabbath-Ammon olarak anılıyordu. İleriki uygarlıklar tarafından da bu isim kullanılmaya devam edildi ta ki Helenistik dönemde Ptolemy 2. Philadelphus tarafından Philadelphia olarak yeniden adlandırılıncaya dek. Amman bugünkü adını Ghassanian dönemde aldı. Ürdün’ün başkenti Amman, eski ve yeninin karışımıyla, çöl ve verimli Ürdün Vadisi arasında oluşuyla karşıtlıkları yansıtıyor. Oldukça modern binalar, oteller, şık restoranlar, sanat galerileri ve butikler, geleneksel kahveler ve küçük zanaat dükkânları şehrin ticari kalbinde yer alıyor. Geçmişten gelen kanıtlar her yerde görülebiliyor. Refah seviyesinin yüksek oluşu Ürdün nüfusunun neredeyse yarısının Amman’da bulunmasına neden olmuş. Yerleşim yerleri, sokaklar ve bulvarlar etrafında şık görünümlü beyaz renk ağırlıklı evler inşa edilmiş. Belediye yasalarına göre

her binanın yerel taşla kaplanması bir zorunluluk.

 

Gezilebilecek Yerler

Amman turizmi genel olarak geleneksel renkli bir pazar olan eski Souk ve Kral Hüseyin müzesinin de içinde bulunduğu eski çarşı alanı etrafındadır. Balad olarak anılan çarşı alanının etrafı yerleşim yerleriyle çevrelenir. Değişikliklere rağmen eski karakteristik özelliklerini hâlâ taşır. Eski şehrin izlerini arayanlar için en iyi yer Amman Tepesi’nin doğu kısmıdır. Citadel Tepesi yüzyıllar öncesinden hem asker hem de dini miraslar barındırır. Geçmişi Eski Roma ve Bizans dönemlerine kadar uzanır. Daha sonraki eserler de İslam dönemine ait. Citadel aynı zamanda Roma İmparatoru Marcus Aurelis dönemimde inşa edilen Herkül Tapınağı’na da ev sahipliği yapmış.

 

Amman yedi tepesiyle Roma’ya benzemesinden dolayı Roma askerleri ve yöneticileri için çok önemliydi. 6000 seyircilik Roman Tiyatrosu Ürdün’ün en büyüğü olma özelliğini taşır. İS 138 ve 161 yılları  arasında Roma İmparatoru Antoninus Pius tarafından inşa edildiği düşünülüyor. Günümüzde de spor ve kültürel etkinlikler için kullanılmaya devam ediliyor.

 

Amman Ortadoğu’nun en görkemli camilerine de ev sahipliği yapar. 1983 ve 1989 yılları arasında yapılan Kral I. Abdullah Camii en büyük olanıdır. Şehrin en yüksek noktası olan Ashrafieh’de bulunan Abu Darweesh Mosque en ilginç cami olarak görülür. Cami, Ürdün’e özgü siyah beyaz dama deseniyle kaplı. Oldukça uzak mesafeden de fark edilebilen caminin iç kısmında ise dış yüzeyinin tersine siyah beyaz renkleri kullanılmamış. Bunun yerine açık renkli duvarlarda İran halıları bulunuyor.  

 

Amman’a sadece 45 dakika uzaklıkta görülebilecek önemli yerler bulunuyor. Arapça da “Al-Maghtas” olarak anılan Ürdün Nehri üzerinde Hz. İsa’nın vaftiz edildiğine inanılıyor. 

Nebi Dağı ise İncil’e göre Hz. Musa’nın öldüğü yerdir. Dünyanın karadaki en alçak noktası Ölü Deniz, yani Lut Gölü, hiçbir yerde görmenin mümkün olmadığı güzellikteki kıyılara sahip. Oldukça tuzlu suyu sayesinde su içine gireni rahatlıkla kaldırabiliyor. 

 

Yakın doğuda görülebilecek en önemli ve en iyi şekilde korunmuş Roma şehri Ceraş,  Amman ve Akaba arasında kalan tarihi bir bölge. Burada plajların yanı sıra Kızıldeniz’e açılan gemiler için bir liman da bulunur. Eşine rastlanmayan kaya oluşumlarının görülebileceği Vadi Rum, “Arabistanlı Lawrance”, “Kızıl Gezegen”  gibi filmlere set olarak kullanıldı. Belki çok yakın değil, aradaki mesafe 260 km. ancak Amman’a geldiyseniz bu yolu göze alıp Petra’ya gitmelisiniz. Dünyanın 7 yeni harikasından biri kabul edilen “Saklı Şehir”, kayalara oyulmuş “Hazine”si ve “El Deir”i ile bir şaheser.

 

Taksim Turizm aracılığıyla Amman otel rezervasyonu için tıklayın!

 

Kültür ve Eğlence

 

Tarih öncesi dönemde büyük yerleşim yerleri ağırlamış olan bu topraklarda zamanla Roma ve Ortadoğu kültürleri de yaşandı. Bu hareketli geçmiş Amman’daki müzelerde bütün görkemiyle yansıtılıyor. Citadel de bulunan Ürdün Arkeoloji Müzesi tarih öncesi dönemden 15. yüzyıla kadar uzanan mükemmel bir koleksiyona sahip. Ürdün El Sanatları Müzesi’nde ise yöre halkının kuyumculuk ve el yapımı aletleriyle ilgili geleneklerini yansıtılıyor. Burada Bizans kilisesi Madaba mozaiklerini de görmek de mümkün. 

 

Ürdün Üniversitesi Müzesi Bronz Çağ’dan İslam dönemi’ne arkeolojik, antropoloji, halkbilimi ve tıp konularına ait eserler sergileyen birçok küçük müzeyi bünyesinde barındırıyor. Ürdün 19. yüzyıl öncesi geleneklerini yansıtan mobilyalarını, müzik aletlerini ve elişi eserleri görmek istiyorsanız yolunuzu Ürdün Folklor Müzesi’ne düşürmeye gayret edin.

 

Yeme İçme

Amman’da geleneksel Ortadoğu mutfağı yemeklerini yiyebileceğiniz restoranların yanı sıra Batı’nın fast food restoranlarını da bulmanız mümkün. Fiyatlar, değişik lezzetlere göre çok ucuzdan başlayıp farklılıklar gösteriyor. 

 

Arap yiyecekleri, çeşitli genel temel grupları içerir. Et yemekleri genelde koyun ya da tavuktan yapılır. Pilav ve lavaş ekmeği her türlü yemekle birlikte sunulur. Yerel halkın en sevdiği yemek shwarma koyun etinin özel olarak terbiye edilip lavaş ekmeği arasında servis ediliyor. Mansaf koyun eti ve pilavla birlikte sunulup tek elle yenilen bir yemektir. Diğer favori yemekler ise nohut içeren falafel, humus ve fuul olarak sıralanıyor. Tatlıda başrol baklavanın.

Alışveriş

 

Amman Ortadoğu’daki diğer şehirlere göre daha modern ve kozmopolit oluşuyla hemen dikkatleri üzerine çekiyor.  Ticari olarak önemini ise Osmanlı Devleti’nin Hicaz Demiryolu hattını Amman üzerinden geçirmesiyle kazanmış. Bu geçmiş Amman’ı hareketli bir pazar alanına dönüştürmüş. Şehrin çarşısı, oldukça eski ve geleneksel takı üretiminden gündelik ev gereçlerinin üretilip satıldığı küçük işletmelere sahip. Birçok kuyumcu ve hatıra dükkânına Amman’ın her köşesinde rastlayabilirsiniz. 

 

Amman’ın doğusu, yani eski şehrin bir parçası olan bölgede bulunan binalar yeniden boyanarak çeşitli bakımlardan geçirilip turistlerin haritalarda kolaylıkla bulup gezebileceği bir yer haline getirilecek. Abdali’de yapımı süren yeni bina Amman’ın eski çarşısını yatırım için daha önemli kılacak. Bu yeni bina yalnızca alışveriş merkezi ve iş yerlerini barındıracak. 1.5 trilyon dolar yatırılan bu projenin 2010 senesinde tamamlanması bekleniyor.